24 Şubat 2009 Salı

olmadı

Zaman nasıl geçti bilemedim. her zaman, istediğim şeyleri bir gün mutlaka elde edebileceğim, istediğim yerlere bir gün mutlaka bir gün gidebileceğim bir hayatım olacak zanneder,hayaller kurardım.Düşlediklerimin ne kadar sofistike olacağı konusu beni ilgilendirmezdi pek.sadece kurardım işte,ne kadar sığ olursa olsun yaşayacaktım onları,yalnız belki de,beklenmemiş bir şekilde,beş parasız.ama mutlu olacaktım.elimdekilerle mutlu olacaktım.fakat insanın hayalleri ile kovalamacası sadece bir yaşa kadar devam ediyor.sonra bütün o yıllarını verip kurduğun kumdan kaleler gibi yıkılıp gidiyor düşlerin de ufacık bir rüzgarla.uykusuzlukla pekiştirdiğin umutsuzluğunu hatırlıyorsun her gece.YAŞLANIYORSUN giderek.hayallerin eriyor ellerinde,sen yaşarken.anlamsız bulduğun fakat yaşamak zorunda olduğun için yaşıyor,yapıyorsun istemediklerini.küçükken sahillerden topladığın küçük renkli taşları kaybediyorsun birer birer.düşürüyorsun düşlerini onlarla,arkana dönemiyorsun,tekrar toplayamıyorsun.artık hayatının başka şeylerden oluştuğunu,hayal kurmanın,onları gerçekleştirmeyi düşünmek kadar aptalca olduğunu kavrıyorsun sonra.yalan söylemeyi öğreniyorsun bu evrede bilhassa kendine.ağlıyorsun yaşayamadıklarına.aslında hiç bir şey senin elinde değil.yapmayı düşündüklerinin yaptıklarınla bir bağı bulunmadığı gibi,yaralıyor da seni.incitiyor.düşünüyorsun saatlerce gözünü kırpmadan.uyuyamıyorsun gecelerce.alternatif son bulmaya çalışıyorsun yaşamına,daha estetik dursun kitabının baş sayfasında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder