30 Temmuz 2009 Perşembe

Yaşamın kısa tanımı

Biraz umutsuzluk,
Eksik heyecan
Yenilmiş bir cesaret,
Ve anlaşılmamış bir öz.
sarhoşum..
umutsuzluğun bana verdiği yetkiye dayananarak sizi vasi ilan ediyorum.
uzun zamandır alkole uzak olmak ve aynı zamanda ona aşık olmak.

yalnız geçirdiğim bu.yüzyıldönümü gibi sanki.
bilincinin görevleri şuan yetkide değil.Lütfen daha sonra tekrar dene.
Sevgiler.
Saygılar.

11 Temmuz 2009 Cumartesi

İçinizde gizli bir seri katil mi var?


Bu mini-test uygulayıcının seri katile dönüşecek psikolojik niteliklere sahip olup olmadığını gösteren,ünlü seri katillere de(Charles Manson,Ted Bundy dahil) yapılan bir test imiş bir söylentiye göre...
Peki sizde bir seri katil olma potansiyeli olabilir mi?!
NOT: bu sadece dalga amaçlı alıntılanmış bir sorudur,lütfen çok da ciddiye almayınız,potansiyelinizi farkedip de seri katil falan olmaya kalkmayınız,ya da kendinizden korkmayınız,unutmayınız ki,insanın asıl düşmanı cahilliktir :)
SORU:
Annesinin cenaze töreninde bulunan bir kadın son derece üzgündür.Derken törende daha önce hiç karşılaşmadığı çok yakışıklı bir adamla tanışır ve ilk görüşte aşık olur.Annesinin ölümüne rağmen kadının keyfi yerine gelir.Saatlerce konuşurlar ancak cenazeden sonra adam ortadan kaybolur ve kadın bir daha ondan hiç haber alamaz.İki hafta sonra kadın,kız kardeşini öldürür.Peki neden?

A.Çünkü adamın kızkardeşinin sevgilisi olduğu ortaya çıkar.
B.Adama aslında kadının kılık değiştirmiş kızkardeşidir.
C.Kadın,adamın bir aile dostu olma ihtimalinden yola çıkarak,tekrar bir cenazede karşılaşma umuduyla kızkardeşini öldürmüştür.
D.Kız kardeş aşk acısıyla ortaya çıkan öfkenin kurbanı olmuştur.

Değerlendirme:

-Eğer A,B veya D şıklarından birini seçtiyseniz,seri katil olma potansiyeli taşımıyorsunuz.Yani,böyle şeylerden endişelenmeden huzurla hayatınıza devam edebilirsiniz.
-Eğer soruyu hemen cevaplayıp sonra cevap anahtarını görüp cevabınızı değiştirdiyseniz ne olduğunuzu görmekten çekiniyorsunuz,ya da havalı olmaya çalışıyorsunuz...
-C Şıkkını seçtiyseniz,bu,bir seri katille aynı şekilde düşünüğünüzü gösteriyor.Ki eğer adamı tekrar görebilmek için kız kardeşinizi öldürmeyi düşünüyorsanız,aslında siz sandığınız kadar aklı başında biri değilsiniz.

4 Temmuz 2009 Cumartesi

there's something terribly wrong with this country, isn't there?

Bilal Erdoğan askerimiz canımız ciğerimiz

Her Türk evladı gibi o da yapıyor askerliğini,nedir bunda yanlış?hem de bedelini ödüyor..."Onlar" bedelini öderler öyle herşeyin.Dünya Bankası2nda kendisi.Zaman'ında Amarika'da babasının parası yetmediği için sevgili işadamı dostları burs verip okutmuştur bu hayırlı oğlumuzu.Yalnız ekonomiden bi'haber olduğunu ülkemize tüm bu dışborçlarla ve hala yok .ötümüzden kan şırıngayla kan alan bu küresel ekonomik kriz için 'teğet geçti' ,'yok değmedi bile' diyen babasına biraz ekonomi dersi vermesi gerektiğine inanıyorum.şimdi bunun Bilo'nun askerliğiyle ne ilgisi var diyebilirsiniz,öyle bir ilgisi var ki...şimdi oğlumuz Türkiye'deki okulları tercih etmemiş ve (yanlış biliyorsam düzeltin) Harvard larda okumuş adam olmuştur,Dünya Bankası hemen işe almıştır bu zeki oğlumuzu,dövizle de BABAlar gibi askerliğini Burdur gibi risksiz biryerde yapmaktadır şuan.Sahi,bir de abisi vardı bunun Burak Erdoğan..o nerelerde ve niye her Türk evladının yapmaktan kaçamayacağı askerlik hizmetini yapmadıydı..unuttum bak.Hem Bilal oğlan bir ara bir hastalığı nedeniyle askerlik şubesine gitmiş ve fakat MUAF edilmemiş miydi ZORUNLU askerlikten?Şimdi noldu yavrım iyileştin mi?
Ya zaten emir-komuta zincirinde bütün yüksek rütbelileri içeri almadı mı RTE?
Şöyle de birşey var belki işinize yarar; "ASKERLİK YAN GELİP YATMA YERİ DEĞİLDİR" efenim neymiş,vur,vurul,öl-öldür(ama Bilal oğlan kanun dışı olmasa bile hiç de etik olmayan bir şekilde)parasını verip bitirsin askerliğini 21 günde...
neyse..höhm..ne diyorduk..asker...Bilal oğlan..bedelli askerlik...
NOT: nazik yerlerimize girebilir,ben yazdım siz de okudunuz :)

3 Temmuz 2009 Cuma

Az ekmek yiyin ama emek yemeyin,emeklerinizi yedirtin ama...


ben bu “korsanlık hırsızlıktır” aşamasını hala geçememiş,kapitalist eylemler altında ezilmiş gariplerden değilim.Olmayacağım da.Yok efenim neymiş sanatçının değerini yükseltmek için orjinal,lisanslı,bantlı cd’sini kasetini,dvd sini almalı,ona köstek değil destek olmalı,sevdiğim sanat dalının(müzik,film endüstrisi sanki emekçinin onlara verebileceği sadece 2 kuruşla ayakta kalabiliyor da!) eserlerini sanatçını izni olmadan kopyalayıp satanlardan daha ucuza almamalıymışım!Farzedelim ki her mekçi gibi benim de cebimde (hatta farzetmeyelim,ki öyle) 10 tl var.müzik dinlemeyi seviyorum,beni rahatlatıyor,canlanıyorum ne bileyim şu fakir fukara,her yönden ezilmiş ve sindirilmiş ülkemin diğer vatandaşları gibi benim de tek zevkim müzik dinlemek,kitap okumak ya da film izlemek.farzedelim ki;cebimdeki para yetmiyor sinemaya gitmek için her hafta,yani aslında yetiyor da,evime yaptığım aylık alışverişimde gıdamdan kesmek zorundayım.ne yapmalıyım peki?o belki de bir albüm satışından ya da kitap satışından milyonlarca dolar kazanan (evet,rakamı abartmış olabilirm de)sanatçının cebinde kendi lüksü için daha fazla para kalsın diye mi?aslında olay tam olarak da öyle işlemiyor; o kazanılan milyonlar (ki bunlar genelde zaten konserlerden,imza günlerinden ya da katıldıkları talk-showlardan kazanırlar) sanatçıya ulaşmadan önce direk organizasyon şirketi,yapımcı firma/anlaşmalı olduğu şirketlerin elinden geçmiyor mu?o şirketler de zaten zamanın kurallarına uyup gittikçe güçlenen ve gittikçe emekçiyi topuğuyla bir hamamböceği gibi ezmeye devam eden kapitalizme hizmet etmiyor mu?tabii ki ediyor,etmek zorunda,çünkü onun işi bu,endüstri sermayelerinden pay koparabilmek adına onlara pay vermeli ki karı büyüsün.sonra işçinin maaşından kessin şirket lükslerini,ekonomik bunalımlarda işçiyi çıkarsın ilk.üretim masraflarıyla ilgili herhangi bir kesinti yapmasın,ya da ne bileyim ben başka yollar aramasın.O “sanatçının telif hakları,yok hırsızlık yok ahlaksızlık” çığırtkanlığı yapanlara da pes diyorum burdan.ulan yaşamını ölü gibi geçirmen mümkün mü?sanat olmadan müzik,film,kitap vs.olmadan yaşayabilir mi insan bre andaval?! Peki bunlara ulaşabilmen için zaten ömür boyu köle gibi çalıştırıldığın yetmiyormuş gibi bir de aylık gıda masrafından (ki et gibi temel ihtiyaçlarını bile doğru düzgün karşılayamazken-ortalama bir Türk insanı) kesip yaşamının başka bir gıdası olan zevklerinden mahrum mu olacaksın?Ha,şu durumda bu ülkede altında ferrarisi,mercedes benz!i(o da eskidi ya) ya da 4x4 ü olan zengin kesimden beklediğin aynı şeyleri gururlu ve mağrur,ahlaklı dürüst Türk memurundan ya da alınteriyle para kazanıp çocuk okutmaya çalışanından bekleyebilir misin?beklersen orospu çucuğusun demektir!bu ülkede başımıza kimleri oturtmuşuz bir bak bakalım,ülkenin normal bir zengini ile normal bir vatandaşın evine giren paraya da bir göz at istersen belki bir sonuç çıkarırsın.evet ben internetten müzik,film indiriyorum,gerektiğinde elektronik kitap indiriyorum,paramın yeterek alamayacağım filmlerin ve müzik gruplarının cdlerini ve çok isteyip de alamadığım (bir roman almaya kalksan 25 TL-ki kitap okumak herkesin en doğal ihtiyaç ve zevklerinden biri ) kitapları da KORSANdan alıyorum evet.var mı bir diyeceğiniz?ve bunca insan da almaya devam edecek.bu korsan piyasaından para kazananlar da umrumda değil,cebimde simidim,çayım ve sigaram için para kalıyor mu ben ona bakarım.sanatçının maddi hakkını yine sanatçıya vermek isteyenler ve onların ayakta kalmasını sağlamak isteyenlerse ,konserlerine gtsinler,çıktıkları televizyon programlarının reytingini yükseltip onlara daha fazla para kazandırsınlar,ya da ne bileyim ben orda burda bloglarda bilmem nerde adını daha fazla duyurup popüler olmasını sağlasınlar.ama bana korsana hayır kampanyalarını düzenlemesinler şu ülkede.korsan hırsızlık değildir,sadece kopyalamaktır ve teknoloji ve internet bu kadar ilerlemeye devam ettikçe herşey daha da çabuk tüketilecek ve sonunda üretenin kazanması için firmaları aradan çekip daha farklı yöntemler bulması farz olacaktır.kanmayalım böyle şeylere...bir sinema bileti ortalam bir şehirde,ortalama bir sinema salonunda enaz 10TL.bir saman kağıdına basım roman bile(hala var mı bilmiyorum) en ucuzu 15 TL den başlıyor...e nayapacağız biz peki*salyalarımızı akıtarak hala televizyon başında uyuşturulmaya devam mı edeceğiz,ücretini karşılayamıyorsan yapma diyenlere de şimdilik son cevabım budur.
Ayrıca; korsan ürün almak tabii ki de hırsızlıkla bir tutulamaz.hırsızlık;var olan birşeyi sahibinin izni olmadan elinden almasıdır.Korsanlık ise bir ürünü aslına benzer şekilde yeniden üretmektir(aslında burda da emek var bunu da savunsanıza!),hem de daha ucuza ve ürünlerin daha geniş alanlara yayılmasını ve herkese ulaşmasını sağlar.telif hakkı,yok sanatçımızın emeği,yok üretimin değeri falan gibi safsataları kabul etmem.kimseye de vıdıvıdı ettirmem.
Not:bir ara yazım yanlışlarını düzelteceğim :)